Ali Hocama ek olarak;
Geometri'deki "tanımısızlık" ile ifade edilmek istenen şeyi şöyle açıklayabiliriz:
Mesela "nokta" sözcüğünü ele alalım. Yapacağımız ilk şey TDK'nun noktayı nasıl tanımladığına bakmak:
Nokta: Hiç bir boyutu olmayan işaret.
Bu tanıma göre "nokta"nın tanımı "boyut" kavramına dayandırılmış.O halde "boyut"un tanımına bakalım:
Boyut: Doğruların,yüzeylerin veya cisimlerin ölçülmesinde ele alınan üç doğrultudan, yani uzunluk, genişlik ve derinlikten biri.
Boyut kavramının da başka kavramlara dayandırılarak tanımlanmaya çalışıldığı fark ediliyor. Sözlüğe bakmaya devam edelim:
Doğru: İki nokta arasındaki en kısa çizgi.
Artık "boyut" ta geçen diğer sözcüklere bakmaya gerek yok; çünkü "nokta"nın tanımı "doğru"ya bununki de yine "nokta"ya dayandırılmış. Bu kavramları tanımlamaya çalışanlar ne yaparlarsa yapsınlar "nokta"nın tanımını "doğru"ya, "doğru"nun tanımı da "nokta"ya dayandırmak zorunda kalırlar.
Özet olarak, matematikte bir kavram başka bir kavramla, bunlarda başka kavramlarla tanımlanır. Eğer bu tanım zinciri birbirini tekrar eder hale geliyorsa, bizde bu zinciri sonsuz olarak devam ettiremeyeceğimizden dolayı, işe tanımlanamayan ilkel kavramlarla başlamak zorunda kalırız.